KİTABIN KONUSU: İzmir’in işgali üzerine şehri kurtarmaya amaçlayan milli mücadele hareketlerinin hedeflerine nasıl ulaştığını anlatıyor. 2) KİTABIN ÖZETİ: Romanın hemen hemen tamamı Peyami’ninn hatıra defterinden ibarettir. Peyami, Ankara’da Cebeci hastanesinde yaatarken 4 kasım ile 17 Aralık 1921 tarihlleeri arasında kırk üç gün zarfında hatırladıklarını bir deftere yazmıştır. Bunun dışında yine Peyami’nin ağzından İhsan ile Cemal’i hatırlayan on bir sayfalık bir bölüm ile, Peyami öldükten sonra onun kimliğini açıklayan tek sayfalık bir ‘sonuç’ bölümü vardır. Peyami Dışişleri mesleğini seçen bir gençtir. Kurtuluş Savaşında hem başından yaralanmış hem de bacaklarını kaybetmiştir. Cebeci Hastanesi’nde yattığı sırada bir yandan hatıralarını yazmaktadır. Kendisine savaş sırasında da emir erliğini yapan Salim ona refakkat etmekte, bakımını üstlenmektedir. Doktorlar bir ameliyatla kafatasını açarak, savaş sırasında içinde kaldığı sanılan bir kurşunu arayacaktır. Romanın akışı içinde Peyami’de önemli bir değişme olur. Hikayenin başladığı ana kadar silik, cansız bir hariciye memurudur. Kendisini ‘züppe bir genç’ olarak tanımlamaktadır. İzmirli zengin bir ailenin kızı olan annesiyle birlikte Şişli’de oturmaktadırlar. Hatıra Defteri’ne göre bu tarihten on iki yıl kadar önce Peyami’nin akrabası olan Ayşe, amca çocuğu olan Peyami’nin annesi tarafından İzmir’den onunla evlendirmek üzere İstanbul’a davet edilmiş ama Peyami bu evliliği istememiş, bavulunu toplayıp Almanya’ya kaçmıştır. Bunun üzerine onuruna çok düşkün olan Ayşe, bir daha hiçbir zaman Peyami ile evlenmemeyi aklına koymuştur. Nitekim İstanbul’da tanıştığı Peyami’nin babasının akrabalarından eski bir hariciyeci olan Mukbil bey ile evlenir. Ayşe’nin kardeşi Cemal de subaylık mesleğini seçmiş bir akrabadır. Harbiye Nezareti’ndeki Binbaşı İhsan ile müterakenin ilk zamanlarından itibaren çok iyi anlaşmaktadırlar. O sırada kahramanların hepsi İstanbul’da bulunmaktadır. Peyami’nin annesi Şişli’deki evin kabul salonuyla o